28 Şubat 2007

Backhaus (bu bir reklam değildir :) )


Merhabalar,
Bugün yine yeni bir yemek tarifimiz yok. İnşallah bir börek tarifim olacak ama halamdan tarifi almayı bekliyorum. Yoksa fotoğraflar hazır. Bir de salata tarifimiz gelecek onun da tarifi var ama fotoğrafı yok :)
Bugün size Backhaus ekmek fırınından bahsetmek istedim. Benim bildiğim iki yerde var. Birisi Ataköy Atrium alışveriş merkezinde diğeri de Nişantaşı'nda.. Backhaus Almanca'da "baking house" yani fırın demekmiş. İnternetten öğrendiğim kadarıyla Mergen adlı bir firmanın kuruluşu. Fakat ikisinin de web sayfası yapım aşamasında :)


Buranın özellikle sovital ekmeğini çok begeniyorum. İçinde çavdar unu, keten tohumu, susam, ayçekirdeği ve soya var. Onun dışında mısır ekmeği, ayçekirdekli ekmek; çavdar, yulaf, buğday, kepek ekmeği; 3 çeşit tahıllı ekmek, Körnlander, Welness (yulaf ve çavdar kepekli), organik buğdaydan yapılan ve 1 ay bayatlamayan Dinkel (isimleri yanlış yazıyor olabilirim :)), 12 lifli Alman ekmeğini de bulabilirsiniz.. Toplamda en az 10-15 çeşit ekmekleri vardır. Körnlander ve Welness da çok zengin içerikli ekmekler. Bunun dışında bir çok tatlı-tuzlu çeşidi de mevcut. Poğaçalar, bademli kayıklar, tartlar, brownie, sandviç çeşitleri, pasta ve kekler...

Denk gelirseniz mutlaka uğrayıp ekmekler hakkında bilgi alın derim. Lezzet 10 üzerinden 10.
Aşağıdaki çilekli tart Backhaus'tan. Bir de Nişantaşı Vali Konağı Caddesi'nde Konak pastanesi var ki onun da çilekli minik tartları çook lezzetli oluyor.

Konak'ın da elma şekerleri, badem ezmeleri, paskalya çörekleri, cheesecakeleri ünlü. Küçücük fakat önünden geçerken sizi vitriniyle içeri davet eden 30 yıllık bir pastane. Fatma Girik Alman Pastası, Emel Sayın ise milföyünün müdavimleriymiş.
Atrium backhaus ve Nişantaşı Konak:



Böyle lezzetli krema ve kıtır tart yapmayı bilen varsa yazsın bana :) Bekliyorum..

Sevgiler

MySpace

26 Şubat 2007

Çırağan'da bir düğün


Haftasonum yoğun geçti. Annem ve babam bizi ziyarete geldiler. Sebebi de çok eski bir tanıdığımızın oğlunun Çırağan'da olan düğünüydü. Misafirlerim olduğundan yemek yapamadım fakat düğündeki yemeklerin görünüşü ve lezzeti o kadar güzeldi ki onları fotoğraflamadan edemedim. Sadece loş ortamdan ve makinamın eskiliğinden ileri gelen netsizlikleri görmezden gelmeniz gerekecek. Resimleri büyütmezseniz çok da belli olmuyor :)
Düğün keyifli geçti. Yemeklere bayıldık. Mustafa Keser sahne aldı ve fıkralarıyla eğlendik. Yeni evli çifte mutluluklar dileriz..








MEZE TABAĞINI SİLİP SÜPÜRDÜKTEN SONRA FOTOĞRAF ÇEKMEK AKLIMA GELDİ :)





MENÜ:

Modern aperatif tabağı (enginar, somon, patlıcan kızartma, domates, yeşillik, beyaz peynirle doldurulmuş patates ve yaprak dolmanın çok zevkli bir şekilde sunumu)
Ispanaklı ve mantarlı "quiche"
Patlıcan püresi üzerinde ızgara dana bonfile, pazı yaprağı, bademli patates, kuru meyve marmeladı ve fırınlanmış domates (burada hoşuma giden ve benim de uygulayabileceğim patatesti. Patates püresine piramit şekli verilmiş ve bademlerle çevrilip fırında dışı kızartılmıştı)
Çikolata zarfı, karamelli dondurma ve vişne sosu ile

MySpace

23 Şubat 2007

Kapalı hava içinizi karartmasın

Kapalı hava içinizi karartmasın, siz de benim 3 ay kadar önce keşfettiğim bu harika gülen bebeği izleyin ve keyiflenin.
Çocukken herşey ne kadar güzel, dertsizdi değil mi? Şimdi ise düşünülmesi gereken bir sürü şey var. Aileniz hala sizin yerinize düşünüyor ama kendi başınızasınız artık. Sorumluluk üstünüze çöküyor.. Anlamıyorum neden hep biran önce büyüyeyim istediğimi...

Neden mi bunları yazdım: kapalı hava içimi kararttı da ondan :))size de bol kahkahadan katılacağınız haftasonları olsun inşallah.



MySpace

22 Şubat 2007

2010 İstanbul kültür kenti afiş yarışması birincisi

Süper bir fikirle geliştirilmiş süper bir afiş

Karnı karacıklar ve ultra kolay patatesli tavuk yemeği

Bu da nasıl bir post başlığı dediniz değil mi? Vallahi ben de kuru börülceye karnı kara dendiğini dün akşam eşimden öğrendim :)) Mantıklı aslında gerçekten de göbüşleri kara.. Meğerse Balıkesir'de böyle denirmiş. Ben 27 senedir uyuyormuşum :))


Kuru börülce salatasını yapabilmek için ihtiyacınız olan 1 kase kuru börülce, 2-3 dal taze soğan, dilediğiniz kadar roka ya da dereotu ya da maydanoz. Ölçüler iki kişiliktir.

Börülceleri düdüklü tencerede üstünü örtecek kadar su koyup altını kıstıktan sonra 2 dakika ocakta tutarak kolayca haşlayın. Daha sonra salata kabınıza alıp doğranmış soğan ve yeşillikleri de ekleyin. Limon, tuz ve yağını da ayarlayın. Afiyetle yiyin..




Tavuk yemeği için ise ihtiyacınız olan 9-10 adet tavuk but, 5-6 adet orta boy patates, salça, 1 soğan, 4-5 diş sarımsak, tuz-karabiber.

Tavukları, dörde bölünmüş patatesleri, dörde bölünmüş soğanı, sarımsakları bir tencereye dizin. Üzerine malzemelerin üstüne yakın seviyeye denk gelecek kadar salçayla karıştırılmış su dökün. Tuz ve karabiberini ayarlayın ve pişirin. Çok kolay ve lezzetli bir yemek oluyor. Anneannem çok sever bu yemeği.. Servis yaparken üzerine kırmızı biber serperek daha şık bir görüntü elde edebilirsiniz.

MySpace

21 Şubat 2007

Detaylı Selen Tarifi - sobelendim

Eveeet.. Bu post bloguma aykırı olacak biraz. Bu sefer size Selen tarifi vermeye çalışacağım çünkü sevgili Zeynep beni sobeledi. Sobeleme oyununu günlük türündeki blogları okuyanlar bilir. Sobelenen herkes kendini anlatır tüm detaylarıyla.. Ve başlıyoruuuuzzz. Önüm arkam sağım solum sobe, saklanmayan ebee..

Selen Demircioğlu, yeni soyadıyla Selen Çakmak
1979 doğumlu, Yengeç burcu, yükseleni İkizler
Eğer burçlara azıcık ilginiz varsa ne zor bir kombinasyon olduğunu fark edeceksinizdir. Bir anı bir anına uymayan, aile ve sevdiklerine kendine zarar verecek kadar düşkün, gezmeye çok meraklı, güzel sanatların her türüne acayip ilgili, ama matematiğe kafası çok bastığı için mühendislik okumuş biri var karşınızda..

6 yaşındayken balerin olmayı hayal ederdi. Bu hayal lisedeyken mimar olmaya, sonrasında da fotoğrafçılığa dönüştü. Fakat hiçbiri gerçekleşmedi :)

Farklı yerler görmeyi çok seven, biraz doyumsuzluktan mıdır nedir bu kadar gezmesine rağmen hala da hiç gezemedim diyen bir küçük cadıdır.

Artık yeteri kadar büyüdüm diye düşünüp 2006 yazında dünya evine girmiştir. İstanbul’da oturmakta ve çalışmaktadır. Evinin kadınlığına 2 sene içinde alışmayı planlamakta ve sonrasında da anne olmayı düşünmektedir. (gördüğünüz gibi her noktada planlıyım)

Yüksek lisansını yaparken tanıştığı bir Amerikalı ailesi, bir Japon ve bir de Alman arkadaşı vardır. Bu insanlar hayatına büyük renk katar. Üç tane Amerikalı kardeşi, tek çocuk olarak geçen 22 senenin ardından ilaç gibi gelmiştir. Düğününü de şereflendiren bu şeker ötesi arkadaşlar sayesinde 2006 yazı unutulmaz olmuştur.




Etrafında en azından bir kişi olmadan iki dakika duramaz, buna rağmen de tek başına yaşamayı 4 sene boyunca başarmasına da kendi bile hayret eder. Organizasyon delisidir. Planlı yaşamayı (hatta bazen abartır) çok sever. Bir gün beynim patlar mı acaba diye düşünmekten de kendini alamaz. Organize etmeye çalıştığı kişiler huysuzluk ederse de delirir. Hemen “uçan tekme ve asık surat” moduna alır kendini. “Güler yüz ve tatlı dil” moduna geçmesi ise duruma göre biraz zaman alabilir.

Hayatı boyunca kurslara gitsin; fotoğraf çeksin, boncuk dizsin, elişi yapsın, resim/yemek yapsın, vs hiç sıkılmaz. Yemek yapmayı sevdiği kadar yemeği de sever. Bu yüzden de hayatı boyunca hiç çook zayıf olamayacaktır.
Bunu sadece ortaokul 2’ye kadar başarabildi. İnanılmaz ama o zamanlar kürdan gibiydi..

Şimdi de Selen’in ABCleri:

Arkadaşlarım olmadan yapamam
Bir gün diye başlayan çok hayalim vardır
Cumartesi en sevdiğim gündür
Çocuklara bayılırım
Detaylarda boğulurum bazen
Eyüp bir tanecik aşkımdır
Floransa bir gün gitmek istediğim yerler arasındadır
Geçmişe fazla takılırım, keşke’ciyimdir
Hakkı, bir tanecik babişkomdur
Ilımlıdır derler
İyi huyludur derler
Jigolo – bu da ne demeyin, Erkek Jigolo:Deuce Bigalow filminde çok eğlenmiştim. “J” zor bir harf biliyorsunuz.

Kaplumbağalarım vardı: hızlı ve pisuruk
Lise yılları en güzel yıllarımdı

Miko adında bir muhabbet kuşum var
Nazlıyımdır, tabi nazımın geçtiğine sadece..
Olmazsa olmazlar tuz ve limon

Özgürlüğüme düşkünümdür, çok sıkıntıya gelemem
Peynire bayılırım, hele ki açken bir kalıp bile yiyebilirim hem de ekmeksiz
Rejim yapmaya başlamazsam çok kötü olacak
Selen, e bu beniiim
Şartlarım vardır, kuralcıyımdır
Türkiye’liyim. Çünkü Karadenizli bir dede, göçmen bir anneanne, Ankara’lı bir anne ve Avanos’lu bir babaya sahibim. Ben ise Ankara’da doğup Balıkesir’de büyüdüm.
Ukalalara sinir olurum
Ülkü, biricik annişkomdur
Vay sevdiklerimi üzenin haline..
Yoğurtsuz yapamam
Zzzz.. Uyumayı zaman kaybı olarak görürüm

Oohooooo.. herkes saklanmış ama olmaz ki, ben kimseyi sobeleyemedim :))))
MySpace

20 Şubat 2007

Tüm YE# Etkinlikleri



Merhabalar,

İlk defa bir etkinliğe katıldım ve gerçekten keyifli olduğunu düşünüyorum. Planlasak bir anda bu kadar çok tarifi paylaşamayız herhalde. Blogum Aralık 2006'da hayata geçti ve ben etkinlikleri takip etmeye YE#17 - Kabak'tan başladım. Belki benim gibi daha eski etkinliklere ulaşmak ve tariflere gözatmak isteyen olursa diye de sizlere etkinlik detaylarını sunmak isterim.

Bu listeyi teker teker internetten aratarak oluşturdum (teşekkürler internet :) ) ve aratırken tesadüfen Sevda Mavisinin bloguna rastladım. Kendisi de tüm etkinlik bannerlarını bir yerde toplamış ve benim özet listemin detaylı halini yeni bir blogda sunmuş. Onun linkini de aşağıda veriyorum.

Umarım işinize yarar. Yeni etkinliğimizde buluşmak üzere, sevgilerr..

1) Sevda Mavisi

2) Selen'in YENİDEN ESKİYE listesi:

YE #26 – APERATİFLER-MEZELER
Blog adı: http://cafegusto.blogspot.com/
Blog sahibi: Serpil
Tarifler: http://cafegusto.blogspot.com/2007/09/ye26-aperatifler-ve-mezeler.html

YE #25 – KAHVALTI
Blog adı: http://lezize.blogspot.com/
Blog sahibi: Sahra-Kumsal-İrem
Tarifler: http://lezize.blogspot.com/2007/08/ye-25-kahvalti-1.html

YE #24 – LİMONLU TARİFLER
Blog adı: http://limon-cicegi.blogspot.com/
Blog sahibi: Süheyla
Tarifler: http://limon-cicegi.blogspot.com/2007/07/ye24-limon-kirmizi-pembe.html

YE #23 – DİYABETİK TARİFLER
Blog adı: http://defnenin.blogcu.com/
Blog sahibi: Defne Nur
Tarifler: http://defnenin.blogcu.com/3289434/

YE #22 – KURABİYE
Blog adı: http://www.yemeksenligi.com/
Blog sahibi: Hülya
Tarifler: http://www.yemeksenligi.com/kurabiye-ye22-1

YE #21 – TAVUK
Blog adı: http://yemekaski.blogspot.com/
Blog sahibi: Emel
Tarifler: http://yemekaski.blogspot.com/2007/04/ye-21-tavuk-tarifleri.html

YE #20 – YURDUMUZUN YENİLEBİLİR OTLARI
Blog adı: http://benimmutfagim.wordpress.com/
Blog sahibi: Asya
Tarifler: http://benimmutfagim.wordpress.com/2007/03/19/yurdumuzun-yenilebilir-otlari-basladi/

YE #19 – KEK
Blog adı: http://www.kekevi.com/
Blog sahibi: Ayşenur
Tarifler: http://www.kekevi.com/etkinlik.html

YE #18 – PİRİNÇ
Blog adı: http://wilderrose.blogspot.com/
Blog sahibi: Sonia Varol
Tarifler: http://ye-etkinlikleri-pirinc-ye18.blogspot.com/

YE #ÖZEL - YILBAŞI VE BAYRAM MENÜSÜ
Blog adı: http://svarol.blogspot.com/
Blog sahibi: Sonia Varol
Tarifler: http://svarol.blogspot.com/

YE #17 – KABAK
Blog adı: http://marifetteyze.blogspot.com/
Blog sahibi: Vildan
Tarifler: http://marifetteyze.blogspot.com/2006/11/ye-17-kabakgiller.html

YE #16 – PATATES
Blog adı: http://anneminmutfakokusu.blogspot.com/
Blog sahibi: Evren Bal
Tarifler: http://anneminmutfakokusuetkinlik.blogspot.com/

YE #15 – BAYRAM TATLILARI
Blog adı: http://dersaadet.blogcu.com/
Blog sahibi: Dersaadet
Tarifler: http://dersaadet.blogcu.com/1203146/

YE #14 – MAKARNALAR
Blog adı: http://peynirgemisi.blogspot.com/
Blog sahibi: Elvan
Tarifler: http://peynirgemisi.blogspot.com/2006_09_01_peynirgemisi_archive.html

YE #13 – SALATA
Blog adı: http://yemekcini.typepad.com/
Blog sahibi: Yemek cini
Tarifler: http://yemekcini.typepad.com/yemek_cini/2006/08/lk_tarifimiz_fl.html

YE #12 – SÜTLÜ TATLILAR
Blog adı: http://bakingfairy.blogspot.com/
Blog sahibi: Baking fairy
Tarifler: http://bakingfairy.blogspot.com/2006/07/ye12-sutlu-tatlilar_20.html

YE #11 – BALIK
Blog adı: http://hindistan.blogspot.com/
Blog sahibi: Bezen Hindistan
Tarifler: http://hindistan.blogspot.com/2006/06/ye-11-balik-1-durak.html

YE #10 – ÇİLEK
Blog adı: http://benimkucukmutfagim.blogspot.com/
Blog sahibi: Tuğçe
Tarifler: http://benimkucukmutfagim.blogspot.com/2006_05_01_archive.html

YE #9 – YÖRESEL YEMEKLER
Blog adı: http://www.plovetconfit.net/tr/genel.htm
Blog sahibi: Olsai
Tarifler: Bakınız – Tarihlere göre arşiv / Nisan 2006

YE #8 – SARAY MUTFAĞINDAN LEZZETLER
Blog adı: http://hikayee.blogspot.com/
Blog sahibi: Yeşil
Tarifler: http://hikayee.blogspot.com/2006_03_01_hikayee_archive.html

YE #7 – SEVGİLİLER GÜNÜ
Tarifler: http://technorati.com/tag/YE-7

YE #6 – AYVA
Blog adı: http://incikboncuk.blogspot.com/
Blog sahibi: İncik Boncuk
Tarifler: http://incikboncuk.blogspot.com/2006/01/ayva-ye-6-ilk-10-durak.html

YE #5 – KESTANE
Blog adı: http://www.devletsah.com/
Blog sahibi: Devletşah
Tarifler:

YE #4 – HURMA
Blog adı: http://yemekzevki.blogspot.com/
Blog sahibi: Melda
Tarifler: http://yemekzevki.blogspot.com/2005/11/hurma-ye-4-ikinci-10-durak.html

YE #3 – NAR
Blog adı: http://dilekce.blogspot.com/
Blog sahibi: Dilek
Tarifler: http://dilekce.blogspot.com/2005/10/nar-ye-3-zeti-i.html

YE #2 – ELMA
Blog adı: http://bizimpastane.blogspot.com/
Blog sahibi: Zinnur
Tarifler: http://bizimpastane.blogspot.com/2005/09/ilk-10-elmali-lezzet-duragi.html

YE #1 – ŞEFTALİ
Blog adı: http://www.portakalagaci.com/
Blog sahibi: Hatice
Tarifler: http://www.portakalagaci.com/oburcuk/2005/08/eftali_yemek_et.html

MySpace

19 Şubat 2007

YE#19 : Kakaolu Çaylı Kek

Bu da 19 Şubat KEK etkinliğine hazırladığım 2. kekim. İlk tarif anneciğimdendi bu da canım anneannemden. Umarım bunu da beğenirsiniz..




.
.
.
Malzemeler:
3 yumurta
1,5 su bardağı toz şeker
1,5 çay bardağı sıvı yağ
1,5 su bardağı demli çay
1 çay kaşığı tarçın
2 çorba kaşığı kakao
3,5 su bardağı un
kabartma tozu
.
Yapılışı:
Yumurta ve şekeri şeker eriyene kadar çırpın. Daha sonra yağ ve çayı ekleyip çırpmaya devam edin. Son olarak kalan malzemeyi de ilave edin. Yağlanmış kalıba dökün ve üzerine kıyılmış fındık serpin. 170 derecede 40-45 dakika pişirip afiyetle yiyin..

YE#19 : Tahinli Ballı Kek

Merhabalar,

İlk defa bir etkinliğe katılıyorum. Ben bu güzel keki 19 Şubat KEK etkinliğine hazırladım. Etkinliğe ev sahipliği yapan Kekevi'ne çok teşekkürler. Umarım bu tarifimi beğenir ve arşivinize eklersiniz. Yemek blogumu daha çok kişiyle paylaşabilmek üzere, şimdiden afiyet olsun..



Malzemeler:
2 yumurta
1,5 bardak şeker
1/3 paket eritilmiş becel
1,5 bardak yoğurt
3 bardak un
1 paket kabartma tozu
5 kaşık tahin
1 dolu kaşık bal
Yapılışı:
Yumurta ve şekeri çırpın. Sırasıyla yağ ve yoğurdu da ekleyin. son olarak un-kabartma tozunu da katın ve karıştırın. 5 kaşık tahini de karışıma yedirdikten sonra yağladığınız kalıba dökün ve 175 derece önceden ısıtılmış fırına sürün.
25 dakika pişirdikten sonra keki çıkartın. Üzerine 2 kaşık kadar tahin yayın. Tahinin üzerine de 1 kaşık balı süzdürerek gezdirin ve tekrar fırına verin. Üzeri kızana kadar 15-20 dakika daha pişirin.
Bal kullanmak istemeyenlere farklı bir alternatif de mevcut. 25 dakika pişirip tahini yaydıktan sonra üzerine şeker serperseniz daha çıtır çıtır bir kek görüntüsü elde edebilirsiniz.

MySpace

16 Şubat 2007

Zeytinyağlı Taze Bakla




.............................................................
...........................................................
....................................................................................
Sizlere bahsettiğim düdüklü tenceremle zeytinyağlı baklamı yaptım. Toplamda hazırlaması hızınıza göre değişir ama pişmesi sadece 5 dakika sürdü. Dayanamadım tadına baktım gayet de lezzetliydi.. tavsiye edilir.
Yarım kilo taze baklayı yıkayıp başlarını kesin ve ikiye-üçe bölün. Su ve yarım limonun suyunu karıştırın. Baklaları böldükçe bu suya atın ki kararmasın. Daha sonra 1 demete yakın taze soğanı doğrayın, düdüklüde zeytinyağında hafif çevirin. Soğanlara baklaları da süzüp ekleyin ve tuz ilave edin. Kısık ateşte biraz daha karıştırın. Son olarak yarım limon suyu sıkıp ilave edin ve 1 çay bardağı su+1 çorba kaşığı unu çırpıp ekleyin. Dereotlarını da ince ince kıyıp en üstüne yayın. Düdüklünün kapağını kapatın. Kaynayıp da düdüğü çıktıktan sonra sadece 5 dakikada yemeğiniz hazır.
Sevgiler..

MySpace

14 Şubat 2007

Annişko, babişko ve kocacımdan gelen mis kokulu çiçeklerim


Sevgililer gününüz kutlu olsun...







Soldan sağa resimleri takip ederek aşk hikayesini anlama oyunu..



...................
.......................................
Bugün sevgililer günü.. Bir blogcu olarak düşündüm nasıl birşey yapsam da blogumu renklendirsem diye. Ve aklıma her zamanki gibi eğlenceli birşeyler yapmak geldi. Ben Vladstudio’nun resimlerini çok seviyorum. Sizlere de bugüne özel bir hikaye yazdım.
Umarım beğenirsiniz:
Ve takvim 14 Şubat’ı gösterirken blogcu düşünmeye başlar. Sevgililer günü bugün, günün anlam ve önemi nedir, insanlar bugün neler yapar, birbirlerine nasıl ilanı aşk eder, aşklar ne şekilde sonuçlanır... Ve birden bir ışık yandı aklımda. Dedim ki milyonlarca kalp var bu
dünyada, nasıl yürüyor bu aşk meşk işleri bir bakalım..
Sevgili bayanlar; sevdiğiniz ya da hoşlandığınız o dünya yakışıklısı erkek elinde bir çiçekle kapınıza geldi ve “seni seviyorum, akşama yemeğe cıkalım mı ” dedi. Ne kadar harika bir durum.. Havalara uçtunuz, bulutların üstünde geziyorsunuz artık. Hemen kuaföre gittiniz, acaba hangi saç modelini yaptırsanız. Zor bir karar oldu ama en sonunda kuaförden çıkabildiniz ve güzelce giyinip buluştunuz. Sevdiğiniz erkek size mükemmel bir yemek ısmarladı ve size kalbini açarak “benimle evlenir misin” dedi. Evet cevabını aldı ve evlilik hazırlıklarına başladınız.
Bu hızlı senaryonun sonunda iki ihtimal var. Ya evlendiniz ve sonsuza dek mutlu yaşadınız ya da anladınız ki birbirinize göre değilsiniz.
İlk durumda mutluluğunuzu bir bebekle pekiştirirsiniz, ikinci durumda ise birleşen elleriniz ayrılır ve yağmurda sırılsıklam olmuş gibi ağır hissedersiniz kendinizi. Aşk insana ya mutluluk ya da acı verir.


Peki sevgililer gününde sizin için dileğim ne.. Bu aralar mutlu olun ya da acı çekin farketmez; ama bugünü dilediğiniz gibi yaşayin, rüzgarın hızını yakalayın.. Uğurunuz eksik olmasın.

Sevgilisi olanın olmayanın,
Olup da yok gibi olanın,
Yok da var gibi olanın,
Olmayıp da çok isteyenin,
Oluyo da noluyo diyenin,
Olduğu icin çok mutlu olanın,
Olmadığı icin çok mutlu olanın,
Onsuz olamayanın,
Onunla hiç olamayanın,
Herşeye rağmen yüreğinde her daim aşka yer olanın
SEVGİLİLER GÜNÜ KUTLU OLSUN
MySpace

13 Şubat 2007

Kim korkar düdüklü tencereden?? (ve cankurtaran bir et yemeği tarifi)




Merhabalar herkese,
................
Bugün sizlere düdüklü tencerenin nimetlerinden bahsetmek istedim.
Düdüklü tencere eskiden beri bana canavar gibi görünürdü. Taa ki evlenene kadar...
...........................
Eskiden bilirsiniz düdüklüler neredeyse sizi yutacak büyüklükte olurdu ve belli bir zamanda manuel olarak düdüğünü o sizi tavana fırlatacakmış gibi çıkan buharın üstüne kapatmak zorundaydınız. Bu nedenle ve sanki her at patlayacakmış gibi geldiğinden hiçbir zaman düdüklü kullanamayacağımı düşünürdüm.
..............................
Fakat şimdi evli bir bayan olarak ve düdüklü teknolojisindeki gelişmelerden sonra, bu nimetten faydalandığıma çok memnunum. Artık düdük kapama derdi yok, düdüklüler fazla basınca ulaşırsa patlamamak için bağırıyorlar, hatta saat kurabildiğiniz düdüklüler bile mevcut. Peki nedir bu düdüklünün nimeti?
................................
* Pişirme süresini %70 oranında kısaltırsınız
* %50 enerji tasarrufu sağlarsınız
* Vitamin ve minerali daha bol bir yemek pişirirsiniz
* Düdüklü tencere içindeki sıvının kaynamasıyla önce malzemenin üzerinde oluşan buharı düdükten dışarı atar, daha sonra buradaki havanın tamamı atılınca kendini otomatik kilitler ve basınçla yemeği pişirir. Bu esnada düdüğü çıkar ve altını kısıp yeterli süre pişirsiniz.
* Düdüğün 1. çizgisinde içerideki ortalama sıcaklık 110 derece, 2. çizgide ise 115 derecedir.
.................................
Benim düdüklüyü en çok kullandığım zamanlar ise evde yemek olmadığı ve alelacele bir et yemeği yaptığım zamanlardır. Çabukluğu kadar lezzetli de olur. Önce soğanı doğrayıp kavurursunuz ve içine rende ya da küp doğranmış domates de ekleyip biraz daha pişirirsiniz. Daha sonra isterseniz bonfile şeklinde isterseniz kuşbaşı eti de ekleyip tuz ve karabiber de ilave edersiniz. 1 çay bardağı kadar su ekleyip en üstüne de kıyılmış dereotu yayıp pişirirsiniz.
.....................................
Benim cankurtaran düdüklüm WMF perfect plus marka (3 litre).
Siz de en kisa zamanda düdüklü kullanmaya başlayın derim. Bu bahsettiğim et yemeğini toplam 20 dakikada pişirdim desem, ne dersiniz...

PİŞİRME SÜRELERİ (kaynak www.mutfakrehberi.com.tr)

Malzemeler/Dakika
Kuru fasulye-Nohut (ıslatılmamış) / 30-45
Yeşil mercimek (ıslatılmamış) / 20
Kırmızı mercimek (ıslatılmamış) / 3
Tavuk (bütün) / 15
Tavuk (parçalanmış) / 10
Hindi (parçalanmış) / 30
Dana biftek / 10
Dana haşlama bütün / 30
Patates (kabuklu) / 10
Patates (soyulmuş) / 5
Enginar / 8
Kereviz (bütün) / 10-15
Kereviz (doğranmış) / 6
Bezelye / 5
Havuç / 8-10
Karnıbahar / 5
Sebze çorbası / 8
MySpace

09 Şubat 2007

Kabak Dolması





Bu kabaklar çok şirin ve değişik geliyor bana :). İlk denememde dolması güzel olmuştu o yüzden bu sefer sizinle de paylaşmak istedim. Yapılışı aynı diğer dolmalar gibi.



......................................................
...................................................................
Malzemeler:
Küçük bir kase dolusu (1 avuç dolusu) kıyma,
1 küçük soğan - kıyılmış,
yarım demet dereotu - kıyılmış,
1 domates rendesi,
3-4 taze soğan - doğranmış
tuz, karabiber

Yapılışı:
Malzemeleri harmanlayın. Kabakları yıkayın ve tepesini şapka şeklinde kesip içlerini oyun. Karıştırdığınız malzemeyi içine doldurun. Şapkaları kapatıp tencereye dizin. Üzerine 1 kase su - 1 kaşık salça karışımını dökün ve pişirin.


Ben artan kabak içini ve kıymalı malzemeyi karıştırıp ayrıca pişirdim. Yoğurtla yiyorum. Siz de benim gibi artan malzemeleri atmaktan yana değilseniz, deneyin derim.

MySpace

08 Şubat 2007

Kuşkonmaz Çorbası










.........................................................................
...................................
Bu aralar olabildiğince her gün bir tarif yazmaya çalışıyorum. Yarın için de kabak dolması tarifim hazır, akşam sadece fotoğrafını çekmem gerekiyor. Kuşkonmaz çorbasıyla işyerimde bize yemek servisi yapan Eurest Sofra'nın aşçısı Tarık Usta aracılığıyla tanıştım. Onun kadar lezzetli yapamasam da onun tarifi ile olan bu ilk denemem hiç de fena olmadı :). Eşim de beğendi çorbamı, umarım siz de beğenirsiniz..

Malzemeler:
2 çorba kaşığı un
1 kavanoz konserve kuşkonmaz (ben Metro Gross Market'ten aldım, fotoğrafını da ekliyorum)
2 adet çarliston biber
1 adet rende domates
2 bardak süt
3-4 bardak su
1 kaşık yoğurt
tuz-kırmızı pul biber
.................................................
Yapılışı:
Unu yağda hafif pembeleşene kadar kavurun. Daha sonra top top olmaması için azar azar sütten ekleyerek karıştırın. Sütün tamamını, yoğurdu, kuşkonmaz konservesinin suyunu ve normal suyu da ekleyip tencerede kaynayana kadar karıştırın. Bu esnada küçük doğradığınız kuşkonmaz, biber ve domatesleri bir tavada yağda soteleyin. Suyunu çekince kaynamış çorba suyunuza ekleyin ve tuzunu da ilave edin. Tekrar kaynayıncaya kadar karıştırın ve kısıp 5 dakika bekletin. Servis yapmadan önce kırmızı biberi de serpin. Dilerseniz üzerini kekik, nane ya da biberiye ile süsleyin. Afiyet olsun..

MySpace

07 Şubat 2007

Penceremden görünenler

Yılın 250 gününün 12 saatini geçirdiğim işyerimde arada da olsa günbatımları güzel oluyor ve içimi açıyor. Hele ki işten çıkmama az kalmışken bir de bu manzarayı görünce mutlu oluyorum. Tabi ki kumsalda ya da boğazda bu manzarayı seyretmekle eş değil ama arada küçük keyifler de lazım..








MySpace

06 Şubat 2007

Elmalı cevizli kek






xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Bu da annemin basit ve çok lezzetli tariflerinden..

Malzemeler:
3 yumurta
1 su bardağı şeker
1 fincan sıvı yağ
1,5 su bardağı un
1 paket kabartma tozu
3 avuç dövülmüş ceviz
2 elma
2 çay kaşığı tarçın

Yapılışı:
Yumurta ve şekeri çırpın. Şeker eriyince sıvı yağı da ekleyin ve çırpmaya devam edin. Daha sonra un-kabartma tozu karışımını da ekleyin ve un tam karışana kadar hafif hızda çırpın. Son olarak 4'e bölüp ince ince dilimlediğiniz elmaları, cevizi ve tarçını da ekleyip karıştırın. Yağladığınız kelepçeli kalıba dökün ve önceden ısıtılmış 170 derece fırında 40-45 dakika pişirin.

Afiyet olsun...


MySpace

05 Şubat 2007

Manzaraların devamı da geldi..









MySpace