31 Ocak 2007

Annemin bisküvili muhallebi pastası


Malzemeler:
- 1 litre süt
- 1 su bardağı şeker
- 3 silme fincan un
- 1/3 becel
- 1 paket petibör bisküvi


- 1 paket vanilya

Yapılışı:
Yağ eritilir ve un eklenerek pembeleşinceye kadar karıştırılır. Daha sonra ocaktan alınarak ılıması sağlanır. Ilıyınca süt ve şeker de eklenerek pişirilmeye devam edilir. Kıvamı koyulaşmaya yakın vanilya da ilave edilir. Muhallebi kıvamına gelince ocaktan alınır ve mikserle çırparak un toplarının yok olması sağlanır.
Borcama, havanda dövülerek toz haline getirilmiş bisküviler yayılır. Üzerine muhallebi dökülür. Ilıklaşınca buzdolabında dinlendirilir. Muhallebi pastadan dilimler kesilerek ters çevrilerek servis yapılır.


Burada dikkat edilecek 2 nokta var. Ben biraz küçük bir borcamda bu işlemi gerçekleştirdiğimden ters çevirme esnasında bisküviler dağıldı :). Ben de kenar süsü yaptım. Siz daha büyük bir borcamda (muhallebiyi döktüğünüzde 1 cm yükseklikte olacak kadar) yaparsanız, servis yaparken 2 dilimi üst üste koyarak daha şık bir görüntü elde edebilirsiniz. Ayrıca buzdolabında 1 gün bekletip ertesi gün servis yaptığınızda muhallebiyi çok daha rahat şekilde dilim halinde alabiliyorsunuz.

Afiyet olsun.


MySpace


Fırında kaşarlı mantarlı tavuklu püre

Bu tarif de benim uydurmalarımdan.. İsmi biraz dıdısının dıdısı gibi oldu :)


Şimdi efenim, öncelikle 5-6 orta boy patatesi yassı doğrayıp haşlayın ve biraz da süt ekleyip püre halinde ezin.
Bir taraftan da dilediğiniz kadar mantarı (ben hazır paket mantarlardan kullandım, cevizden küçüktü mantarlarım)yıkayıp dilerseniz ikiye bölün, 3-4 çarliston biberi doğrayın ve kuşbaşı tavuk ekleyerek tavada yağda çevirin. xxx Sulanınca suyunu çekene kadar pişirin.
Püreyi yağladığınız fırın kabının tabanına yayın ve xxx düzleştirin. Üzerine mantar-tavuk-biber karışımını yayın. En üste dilimlediğiniz kaşarı serin ve 170 derecede ısıttığınız fırına koyun. Kaşarlar eriyince servis yapabilirsiniz. Afiyet olsun..






MySpace




30 Ocak 2007

Cell-en'in gözüne takılan sevimliler..

Arada kalbe giden yol mideden geçer, arada da kalbe gidiş duraksız olur ve bu sevimliler kalbinizi mutlulukla doldurur...















MySpace




6. tarif: Zeytinyağlı Havuç

6. tarif de sonunda geldi. Girit'e uygun olarak zeytinyağlılardan gitmeye devam ediyoruz. Ve karşınızda zeytinyağlı havuuuuuuçç...
Gerekli malzemeler dilediğiniz kadar havuç (ben migroslardaki hazır paket havuçlardan aldım), 3/4 demet XXX taze soğan, 1 avuç pirinç, 1 demet dereotu (ben çok sevdiğimden bol koydum), tuz, şeker.


Taze soğanları doğrayıp zeytinyağında hafif öldürün. Daha sonra doğradığınız havuçları da ilave edin ve biraz daha kavurun. Son olarak tuz, 1 tutam şeker serpiştirin ve pirinci de katıp 1 çay bardağı kadar su koyun. Kaynayınca kısık ateşte pişirin. Pişince dereotunu da en üste yayın ve tencerenin kapağını kapatıp 5-10 dakika bekletin. Afiyet olsun..

MySpace



25 Ocak 2007

Nerde benim 6. tarifim? Daha sadece 5 tarif vermişim yahu..

En kısa zamanda tarif gelecek.. Söz veriyorum.

MySpace



19 Ocak 2007

Zeytinyağlı Kabak



Malzemeler çok basit, bu yemeği çok pratik olarak hazırayabilirsiniz. 3-4 adet kabak, istediğiniz miktarda xxxx yeşil biber, taze soğan, kuru soğan, küp doğranmış domates, tuz, yarım limonun suyu.

Kabak hariç sebzeleri doğrayıp limon suyu ve tuzla harmanlayın. Daha sonra kabakları yassı yassı ya da xxxx önce boyuna 4 e sonra da enine 3 e bölüp hazırlayın. Tencereye bir sıra kabak sizin üzerine harmanladığınız sebzelerden yayın, tekrar kabak dizin ve sebze yayın. En son üzerine yağ gezdirin ve 1 çay bardağı kadar xx su ekleyin. Yaklaşık yarım saat içinde pişirin. Piştiğinde üzerine dereotu doğrayın ve servis yapın. Çok sağlıklı ve lezzetli, bir o kadar da basit bir yemek. Afiyet olsun.

MySpace




Düğün Çorbası



Çok lezzetli bir çorba, umarım siz de beğenirsiniz..

Malzemeler:
- 1 dolu kase didiklenmiş ya da küp doğranmış et (olabildiğince yumuşak kısmından tercih edin)
- 1,5-2 su bardağı süt
- 2 su bardağı su
- 2 su bardağı et suyu
- 2 kaşık un
- 3 kaşık yoğurt
- 2 yumurta
- yarım limonun suyu

Yapılışı:
Eti haşlayın. Suyunu ayırıp eti ufak parçalara ayırın.
Bir tencerede süt, su ve et suyunu kaynatın. Daha sonra içine çırptığınız un, yoğurt, yumurta, limon xxx karışımını dökün ve karıştırmaya devam edin. Tuzunu ayarlayın. En son etleri de içine atıp bir süre daha xxx ocakta tutun.
İsterseniz üzerini servis yaparken yağ kızdırıp süsleyebilirsiniz. Afiyet olsun..

MySpace

Kız Arkadaşlarını Unutma

En yakın kız arkadaşlarımdan biri olan sevgili Ayşegül bana bu yazıyı iletmiş. Ben de sizlerle paylaşmak istedim. Bu siteyi daha çok kız arkadaşlarım okuyacağından amacına da ulaşacaktır diye düşünüyorum..

Annem "Kiz arkadaslarini unutma" diye tavsiyede bulunmustu..
"Yasin ilerledikçe senin için daha önemli olacaklar, kocani-çocuklarini ne kadar çok seversen sev, yine de kiz arkadaslarina ihtiyaç duyacaksin..
Onlarla bir yerlere gitmeyi ihmal etme.. Onlara vakit ayir ve kiz arkadaslarini daima hatirla.. Onlar sadece arkadaslarin degil.. Senin kardeslerin, kizlarin..." demisti..

"Ne kadar komik bir ögüt. Daha yeni evlenmedim mi ? Artik ben evli bir kadinim. Kiz arkadaslarina ihtiyaç xxx duyan bir genç kiz degilim ki. Bundan sonra kocama hayatimi adamak, yapacagim tek sey olacak" diye düsünmüstüm.. Ama yillar geçtikçe, çocuk olsa da ya da olmadikça, kocalardan bosandikça, sevgililerin biri xxx gidip digeri geldikçe, annemin dediklerinin ne anlama geldigini çok iyi anladim..

Zaman geçiyor.. Hayat akiyor..
Mesafe ayiriyor..
Ask büyüyor.. Sonra azaliyor..
Kalpler kiriliyor.. kocalar evde bir yerde duruyor..
Veya evlilikler mahkemede son buluyor..
Sevgililer degisip duruyor..
Erkekler arayacaklarini söyleyip, aramiyor..
İsler geliyor ve gidiyor..
Ebeveynler ölüp gidiyor..
Komsular degisiyor..
Ama kiz arkadaslar hep oradalar...
Siz onlari birakmadiginiz sürece..

Geçen yillar ve arada kaç km. mesafe oldugu hiç önemli degil.. Bir kiz arkadas, hiçbir zaman ona ihtiyaç duydugumuzdan daha uzak degil..Hayatiniz içinde, öyle ya da böyle, yakin ya da uzak.. Arkadasiniz olan kadinlara bunu yollayin..
Tüm Kiz Arkadaslara Sevgiyle...

(bu yazıyı hazırlayan kişi kimdir bilmiyorum, ama çok doğru yazılmış. teşekkürler)

MySpace

14 Ocak 2007

Senem'in davet sofrası

Bunlar da bir arkadaşımın davet yemeğinin fotoğrafları.. Yemek takımı ve sofra düzeni pek şıktır arkadaşımın.



Salata tabağı ve yoğurtlu patlıcan ezmesi de beni ye diyor.Eline sağlık Senem'cim.

MySpace

09 Ocak 2007

Yılbaşı Soframız


Bayramın ilk günü ve aynı zamanda da 2006'nın son günü ben ve arkadaşım Gökçe için 6 saat boyunca yemek pişirmekle geçti :). Yorucu ama çok keyifli bir gündü. Akşama da kocalarımızla ziyafet çektik ve 2007'ye de yiyerek girdik. Yine de 2007'de daha az yemek ve kilo vermek dileğiyle...

ARA SICAKLAR

ve fırında kabak müjver

ANA YEMEK


MySpace

08 Ocak 2007

Şifalı Otlar



Hindibanın iki farklı türü mevcut. İlki karahindiba:
Karahindiba besin bulduğu her yerde bitiveriyor. Bol miktarda A, B, C, D vitaminleri ve demir, kireç, kükürt, sodyum, potasyum içeriyor. İştah açıcı ve kan temizleyici özellikleri var. Ayrıca idrar söktürüyor, kilo almayı önlüyor, böbrekleri ve bağırsakları temizliyor, karaciğerin faaliyetini arttırıyor.
Diğer hindibanın ise farkı daha az yapraklı çiçekleri olması. Karahindiba, hindibaya göre daha acı, çünkü taraksasin adlı bir madde içeriyor. Bu madde ilkbahar aylarında arttığından bitkinin acılığı da artıyor. Fakat bol limon ve zeytinyağı ile çok lezzetli oluyor.
Hindiba İzmir’de “bahçe radikası”, İstanbul’da ise bazen “ak hindiba” olarak satılıyor. Hindiba Ocak-Nisan ayları arasında toplanıyor.

Turpotu mevsimi Ekim’de başlayıp Nisan-Mayıs’a kadar devam eder. Turpotu bilinen turpun yabanisi. Fakat turpotunun kökü yenmiyor. İştah açıcı bir ottur. En çok Ege ve Akdeniz’de bulunmaktadır. Zeytinyağı ve limonla salatasını yapabileceğiniz gibi, omlet ve çorbasını da deneyebilirsiniz.

Kenger çok işlevli fakat dikenli bir ottur. Yöreye göre ismi farklılık gösterir. Biz aile içinde kolay olsun diye diken diyoruz :). Kofudus, ağzı kara, akkız, vs gibi adları vardır. Ayrıca kurumuş kenger dikenini develer çok sevip yediğinden deve kenkeri ya da dikeni diye de geçer.Kıtlık ve savaş yıllarında tohumu kavrulup kahve yapılırmış. Salatası, etli yemeği hatta dolması yapılabilir. Ege'nin bazı kesimlerinde sivri dilli kişilere "kenker" denir. Bodrum'da "et girmeyen eve kenker girer" derler.

Kaynak: “Bir Ot Masalı”, Tijen İnaltong, İletişim Yayınları


MySpace