07 Mart 2007

Hissettiklerini yazmayı erteleme

Ben yazmayı pek beceremem. Lisedeyken de kompozisyon yazın dendiğinde çok zorlanırdım. Öyle yarışma birinciliklerim, edebi yanım falan da yok. Ama bu sabah birden içimden geldi ve hislerim uçup gitmeden yazayım istedim. Yemek tadında değil yürek tadında bir yazı çıktı ortaya... Sevgiler

""""""

Korkularım var bu ara, sevdiklerimi kaybetme korkusu. Bu yaşa kadar güvendiğim, bir karar veremediğimde her an danışabileceğimi bildiğim, her sıkıntımda yanıbaşımda bulabileceğim insanları kaybetme korkusu. 27 yılımın bir anının bile onlarsız geçmediğinden mi, kendime güvenmemekten mi bilinmez.. alışkanlık belki de.. alışkanlıklarıma çok bağlıyım biliyorum. En ufak bir esyasından bile vazgeçemeyen ben, ki hiçbir eşyanın kıymetinin olmadığı bu dünyada, sevdiklerimden nasıl vazgeçebilirim ki.. 2006'da çok sevdiğim insanları kaybettim, çok sevdiğim insanların çok sevdiği insanları kaybettiğini gördüm. şanslıyım aslında 27 yıldır böyle acılar yaşamamıştım. Belki de bu yüzden, kendimi büyümüş hissetmeme rağmen, bu acıları kaldıracak gücüm yok. Zamanlı ya da zamansız, ben ayrılıklara dayanamıyorum. Bu korkularla yaşıyorum bu aralar...



Başka ne var derseniz telaşlarım var nereye ve nasıl yetişeceğimi bilmeden sanki avucumun içinden birşeyler kayıp gidecekmiş gibi... Hayat hem çok yavaş hem de çok hızlı akıyor. Sevdiklerimi yeteri kadar arayamıyorum, göremiyorum. İşten eve koştur, yemek yap-ye, toparlan derken zaman yetmiyor. Hele haftasonları 2 gün hiç yetmiyor. Sanki zaman önümden koşturuyor ve ben istediğim hiçbirşeyi yapamayacakmış, görmek istediğim hiçbiryeri gezemeyecekmiş gibi hissediyorum. Halbuki daha yaz bile gelmedi, bu telaş niye....

Sorun bende mi, büyümeye alışamamakta mı bilmiyorum. karamsarım bu aralar. düşünmeye fazla vakit bırakmamaya çalışıyorum. Düşünmek korkutuyor 3-5-15 yıl sonrasını..

Ve kendimi yargılıyorum düşündükçe. İnsan kendini, eksiklerini fazlalarını bu yaşa gelince anlıyormuş meğer ve kendinden bazen utanıyor, nefret ediyormuş. Bir bakıyormuş ki bunca sene okuyup çabaladığı mesleği aslında onu mutlu etmiyor, hayatla ilgili hayallerinin çok azını gerçekleştirebiliyor, 27 senedir alıştığı hayatının çok dışında farklı bir tarzda yaşamaya alışması gerekiyor. Mesleğine bakınca görüyor ki yetenekleri, hoşlandıkları ve yaptıkları uyumsuz. Diyor ki hayat bu mu, sırf daha rahat geçinmek için hayattan zevk almamak mı lazım. Bu kadar çalışmak mı lazım, yoksa daha çok keyif alınan daha az çalışılan bir iş mi. Çocuk mu kariyer mi.. Ev kuşu olmak mı, dibine vurana kadar gezmek mi.. O mu bu mu..

Herkesten duyuyorum 'büyümek iyi değilmiş'. Biliyorum ki bu da bir dönem ve geçecek. Geçene kadar da bizden birşeyler götürecek. 27 yıllık alışanlıklardan vazgeçmek zor.. Bize kattıkları da olacaktır eminim ki.. En kısa zamanda alışmak ve bundan sonrasında daha yavaş büyümek dileğiyle...
""""""

4 yorum:

Adsız dedi ki...

Selenciğim dönem dönem oluyor böyle korkular....aklımız karışıyor...
bu dönem astrolojik açıdan bu tarz bir dönemmiş, bilgine..sonra bahar gelecek..içimiz pır pır olacak..alışmamak - alışamama gösteriyor ki pırlanta gibi bir kalbin var..keep it :)

Selen dedi ki...

Zeynepciğim,
Umarım baharla bu dönem biter. Yoksa birkaç sene böyle sürerse yandık :)
Çok sağol canımcım

Minik Kus dedi ki...

Merhaba Selen, bloguna Selmacim'in (Calimero) sayfasindan ulastim. Oncelikle yemeklere goz attim, sonra bu yazini gorunce yorum yazmak istedim. Zeynep'in de dedigi gibi donem donem boyle duygular kapliyor icimizi. Her tur korkular, olum korkusu, basarisizlik korkusu, zamani yetirememe korkusu, sevdiklerini kaybetme korkusu, kosup kosup hic bir yere varamama korkusu... Bu boyle gider. Sanirim bu donemlerde en onemli sey kendimizi dinlemek ve hayattan asil beklentimizin ya da en onemlisi bizden ne beklendiginin farkina varmaya calismak, dostlarla gorusmek, canin hic istemese bile evden disari cikip dolasmak ve en onemlisi fiziksel bir aktivitede bulunmak. Mesela spor yapmak. Bir yerlerde okumustum fiziksel yorgunluklarda vucudu dinlendirmek, ruhsal yorgunluklarda da spor yapmak iyi gelirmis. Zaten spor yapinca mutluluk hormonu seviyemiz artiyormus haberin olsun. Vakit bulamiyorum diyebilirsin ama bence insan istedikten sonra her seye vakit bulur, yeter ki iste ve caba goster. Boyle zamanlarin da bizim gelismemizde onemli oldugunu dusunuyorum, yeter ki kendimizi cok yipratmayalim. Sevgiyle...

Selen dedi ki...

Merhaba Minik Kuş,
Hoşgeldin bloguma. Söylediklerine %100 katılıyorum. Spor yapmak ya da yürüyüş bana da çok iyi geliyor böyle zamanlarda. Zaman zaman bana gelirler böyle :) yoksa genelde pollyanna'yımdır yani..
Beni Calimero'dan bulduğuna sevindim. İyi ki yorum bırakmışım.. Aslında Lama ile de yazışmıştık ama kısmet Calimero'yaymış :)
Bu arada Florida'da okuyor musun? Hangi okul?
sevgiler