11 Mart 2007

Magnum Fotoğraf Sergisi

Bugünkü etkinliğimiz İstanbul Modern'deki Magnum fotoğraf sergisini gezmekti. Gerçekten de Türkiye'yi anlatan çok başarılı çalışmalar var. 16 fotoğraf sanatçısının toplam 205 fotoğrafı yer alıyor.


İstanbul Modern’in tüm alt katını kapsayan ilk fotoğraf sergisi olma özelliğini de taşıyan “Magnum Fotoğrafları ile Türkiye” üç bölümden oluşuyor. İlk bölüm 16 fotoğrafçının Türkiye ile ilgili fotoğraflarını içeriyor. Fakat bu bölümdeki fotoğraflar sadece Türkiye sınırları içinde çekilmiş değil. Magnum’un 60. yılına ayrılan ikinci bölümde, fotoğraf tarihinin kilometre taşı olmuş 65 fotoğrafın yanı sıra Magnum’un 71 özgün yayınına yer veriliyor. Üçüncü bölümde ise 16 LCD televizyondan "Magnum Fotoğrafları ile Türkiye" bölümünde yer alan fotoğrafçıların kariyerlerinin en önemli fotoğrafları izlenebiliyor.

Sergi 20 Mayıs’a kadar devam edecek. Sergide Robert Capa (1913-1954) , Erich Lessing (1923), Costa Manos (1934), Ara Güler (1928), Gilles Peress (1946), Leonard Freed (1929), Abbas (1944), Alex Webb (1952), Nikos Economopoulos (1953) Gueorgui Pinkhassov (1952), Bruno Barbey (1941), Jim Goldberg (1953), Antoine d’Agata (1961), Paolo Pellegrin (1964), Martin Parr (1952) ve Harry Gruyaert’ın (1941) fotoğrafları yer alıyor.

Sergiyi gezdikten sonra, İstanbul Modern'in kafesinde oturmayı ve terasında çıkıp fotoğraf çekmeyi de ihmal etmedik tabi ki. İstanbul Modern'i gidilecek mekanlar listenize eklemeyi unutmayın. Ve kafeden 180 derece İstanbul fotoğraf çalışması huzurlarınızda :) Boğaz köprüsünden İstanbul Modern'e yarım dünyalık dönüş.. Fotoğraftaki vapur ben bir sonraki kareyi çekene kadar ilerlemiş olduğundan kesilmiş gibi görünüyor :) idare edin artık..


Bir de fotoğrafa meraklıysanız, bu sergiye ilişkin aşağıdaki kitabı edinebilirsiniz.


Magnum Türkiye / Magnum Fotoğrafları ile Türkiye Kolektif/ İstanbul Modern Sanat Müzesi, Şubat 2007

13/03/2007
Sevgili Peçete'nin isteği üzerine biraz da izlenimlerimden bahsetmek ve daha detaylı bilgi vermek istiyorum. İstanbul Modern'e ilk defa gittim. Gerçekten de çok güzel bir iç tasarım yapmışlar. Tam bir modern çalışma olmuş. 11 Aralık 2004 yılında 4 Numaralı Gümrük Antreposu’nda hizmet hayatına başlamış İstanbul Modern. Modern ve çağdaş sanata hizmet vermek için yola çıkılmış.


Müzenin üst katında Modern Deneyimler adında bir resim sergisi, cafe ve dükkanı vardı. Açıkçası fotoğraf sergisine gidip de müzeye girer girmez resimlerle karşılaşınca biraz şaşırdık. Misafirleri yönlendirme konusunda biraz eksik kalmışlar. Sonra baktık ki alt kata inen, zincirlerle havada asılı duran, bir asma merdiven var. Dedik burası bizi hedefe götürür heralde..
Aşağıya indiğimizde ilk karşımıza çıkan avlu gibi mekanda duvarda LCD televizyonlarda sergide eserleri yer alan 16 fotoğrafçının kariyerlerindeki önemli çalışmaları gösteriliyor. Her LCD'nin karşısında bir puf mevcut, oturup rahatça slayt gösterisi şeklinde izleyebiliyorsunuz.
Bu avlu gibi alana bakan kütüphanede 4000 kitap ile 35 yerli ve yabancı dergi aboneliğine ulaşmanız mümkün. Kitapları tellerle tavana aynı hizaya gelecek şekilde asıp bir alçak tavan oluşturmuşlar ki benim çok hoşuma gitti.

Avludan ulaştığınız ilk bölümde fotoğrafçıların 1940tan günümüze Türkiye izlenimlerini yansıttıkları fotoğrafları vardı. Her fotoğrafçı ile ilgili bilgi mahiyetinde bir ön yazı ve ardından fotoğraflar geliyordu. Siyah-beyaz ve renkli çalışmalar, kimi Almanya'daki Türk işçileri, kimi Türkiye'ye göç ettiklerinde gümrükte yaşananları, kimi doğuyu kimi batıyı, kimi eski İstanbul'u, Beyoğlu'nu, kimi cinselliği, kimi masumiyeti yansıtıyordu fotoğrafların. Ama özellikle de insan temalı fotoğraflarda yüzlerdeli keder ya da sevinci gözlemlemek, geçmişi yansıtan fotoğraflarda da özellikle eski İstanbul'u görmek çok keyifliydi. Fotoğraflara bakarken dilerseniz multimedya hizmeti ile kulaklıktan da bilgi alabiliyorsunuz. Türklerin dışında da sergiyi gezen birçok yabancı olması beni ayrıca mutlu etti.

İkinci bölümde de ajansın tarihini de yansıtan metinlerle birlikte dünya fotoğraf tarihinin kilometre taşı olmuş fotoğrafları ve Magnum’un özgün yayınları yer alıyordu. Burada 1947 yılında kurulan ajansın yayınlarından Philip Halsman "Jump" (Sıçrama), Henri Cartier-Bresson The Decisive Moment (Karar Anı) ve Les Européens (Avrupalılar), Ian Berry Living Apart (Ayrı Yaşamak) ve The English (İngilizler), René Burri Die Deutschen (Almanlar), Dennis Stock Jazz Street (Caz Sokağı), Bruno Barbey Les Italiens (İtalyanlar), Sergio Larrain Valparaiso, Paul Fusco RFK – Funeral Train (RFK – Cenaze Treni), Leonard Freed Black in White America (Beyaz Amerika’da Siyahlar), Bruce Davidson, East 100th Street (Doğu 100. Cadde) Philip Jones Griffiths Vietnam Inc. (Vietnam A.Ş.,) Costa Manos A Greek Portfolio (Yunan Portfolyosu), Josef Koudelka Gypsies (Çingeneler), Herbert List Portraits (Portreler), Gilles Peress Télex Iran (İran Teleksi), Leonard Freed Police Work (Polis İşi), Raymond Depardon Pages de Libé (Libération’dan sayfalar), Bruno Barbey Pologne (Polonya), Bruce Davidson Subway (Metro), Alex Webb, Hot Light/Half Made Worlds (Sıcak Işık/Yarım Dünyalar), In Our Time: the World as Seen by Magnum Photographers (Çağımızda: Magnum Fotoğrafçılarının Gözüyle Dünya), Eli Reed Black in America (Amerika’daki Siyahlar), Martin Parr "Common Sense" (Sağduyu), James Nachtwey Inferno, New York September 11 by Magnum Photographers (Magnum Fotoğrafçılarının Gözünden New York 11 Eylül) gibi kitaplara yer verilmişti.

İstanbul Modern ana sayfadan "süreli sergi: Magnum fotoğrafları ile Türkiye"ye tıklayıp detaylı bilgi kısmına girdiğinizde en alttaki linke tıklayarak fotoğraflara da ulaşabilirsiniz.
Sevgiler

3 yorum:

pecete dedi ki...

Sponsorlardan birinin vasıtası ile haberim olmuştu ama Bebi'den dolayı gidip görmek kısmet olmadı. Yazın bu yüzden beni çok sevindirdi. Biraz daha izlenimlerinden bahsedersen sevinirim. Beğendiğin veya beğenmedin şeyler hakkında... Sevgiler..

Selen dedi ki...

Sevgili Peçete,
İsteğin üzerine izlenimlerimi ve biraz daha detaylı bilgi veriyorum. Bu arada Küçüğün ve Bebi ne şekerler öyle. Zeynep de annesine özenmiş desene hamur açmaya başlamış bile :)
Çok sevgiler

pecete dedi ki...

Selen, çok teşekkür ederim. Şimdi serginin lezzeti damağımda kaldı. Ellerine sağlık...