12 Mayıs 2007

GÖKÇE'YE Kestaneli Yulaf Küpleri

İYİ Kİ DOĞDUUUUN GÖÖÖKKKKÇEEEE...

Gökçe Senemciğim, canım,
Çok uzaklardan dertleşenim,
Sevincimi üzüntümü paylaşanım,
Uzun aralar da versek beni unutmayanım,
Nazlı kuzum, sarı gacım,
Minik kuşum, Amerikalım...

Doğumgünün kutlu olsun fıstığım...

Bu tarif senin için. Umarım sanal hediyem yüzüne ufacık bir gülümseme kondurabilmiştir. Seni seviyorum.

KESTANELİ YULAF KÜPLERİ

Bu tarifi internetten bulduğum bir tariften ilham alarak ve üzerinde çok değişiklik yaparak uydurdum :). Ama kocimik tarafından başarılı bulundu. Umarım siz de beğenirsiniz. Önce sizi YULAF konusunda biraz bilgilendireyim sonra da tarifimize geçelim.

Hızlı yaşam, stres, fast-food beslenmeye bağlı olarak artan yağ tüketimi ve dengesiz beslenme, birçok hastalığa zemin hazırlar. Giderek azalan sebze, meyve ve kuru baklagil tüketimi, vücudumuzda önemli fonksiyonları olan lifli besinleri yeteri kadar alamamamıza neden olur.
Yiyeceklerin sindirilmeyen kısmına lif (posa) denir. Lif içeren yiyecekler, bağırsaklarda hacim oluşturarak hem tokluk hissi uyandırır, hem de bağırsak kanseri oluşması riskini azaltır. Ayrıca, diyet yapan kişilerde sıkça karşılaşılan kabızlığı önler ve kandaki yağların (kolesterolün) yükselmesini engeller.

Ayrıca, lifli yiyeceklerin şeker hastalığında oldukça önemli bir yeri vardır. Lifli yiyecekler, kan şekerini yavaş yükseltir. Bu nedenle, şeker hastalarının beslenme programları mutlaka lif içermelidir. Kepek, yulaf, buğday kepeği iyi birer lif kaynağıdır.
Beslenmemizde bu denli önemli olan lifin günlük tüketim miktarı 18-21 gram arasında olmalıdır. Lif yönünden oldukça zengin olan Yulaf Ezmesi, süt, yoğurt, çorba gibi yemeklere karıştırılarak, günlük lif ihtiyacının karşılanmasında oldukça önemli bir yer tutar.

Lifli besinlerin birçok faydası vardır. Lifli besinler hakkında bilinmesi gerekenlerin başında, iki grup lifli besin olduğunun bilinmesi gelir: suda eriyen ve erimeyen lifler.
Suda erimeyen lif içeren besinler (kuru erik gibi), dışkının miktarını artırarak, bağırsak falliyetlerinin düzenlenmesinde son derece fayda sağlarlar. Bu tür suda erimeyen lifler, bitkilerin vücudumuz tarafından sindirilemeyen kısımlarıdır ve kompleks karbohidratlardan meydana gelirler. Sindirim sisteminin iyi bir şekilde işlemesi için bu tür lifli besinlerin yeterince alınması gerekir.
Suda eriyen lif içeren besinler (yulaf ezmesi ve çavdar unu gibi), hakkında bir çok çalışma bulunmaktadır. Çalışmalar daha çok suda eriyen liflerin kolesterol düşürücü ve kalp hastalıklarını önleyici etkisi üzerinedir. Etki mekanizması tam olarak açıklanabilmiş olmamakla birlikte, kolesterol düşürücü etkisi üzerinde görüş birliği vardır. Bazı çalışmalar, bu liflerin kolesterolün (geri) emilimini azaltarak etki ettiğini ortaya koymuştur. Bu şekilde barsaklara salınan safraya bağlanırlar ve kalın barsak kanseri oluşumunu engelleyebilirler. Finlandiya da çavdar ekmeği kullananlarda gerçekleştirilen bir çalışmada, çavdar ekmeğinin tansiyonu, kolesterolü ve trigliseridi düşürdüğü, şekerlerin kullanımını arttırdığı ve kalp krizi riskini azalttığı iddia edilmiştir. Kısacası etki mekanizmaları tam olarak bilinmemekle birlikte kesin olan konu; lifli besinler sağlıklı bir yaşam için gereklidir.
Her iki tür liflerin kaynağı sebzeler, meyveler ve rafine edilmemiş hububattır. Bir porsiyon sebze ve meyve ortalam 3 gram lif içermektedir. Dolayısı ile günlük 4-5 porsiyon sebze ve meyve ve yeterli miktarda hububat ürünleri yenmelidir.
Kaynak: Hekimce,Formdakal


Malzemeler:
2 su bardağı yulaf ezmesi (Eti Lifalif)
1 su bardağı un
¼ su bardağı kahverengi şeker
Yarım çay kaşığı kabartma tozu
Yarım çay kaşığı tarçın
125 gr’lık tereyağının ¾’ü
250 gr’lık becel’in ¼’ü
1 kavanoz Kafkas kestane püresi (380gr)

Tereyağının yarısını küp küp doğrayın. Kalan yarısını ve becel’i ocakta eritin ve ılımaya bırakın. Yulaf, unu, kabartma tozunu, tarçını ve küp küp doğradığınız tereyağını rondoda çekin (eğer rondonuzun haznesi benimki gibi küçükse, iki parti halinde yapın).
Bu karışımı mikser kabınıza alın. Şekeri, eritilmiş ve ılımış yağı ekleyin. Mikserinizin en düşük hızında iyice karıştırın.

Yağladığınız borcamınıza (yaklaşık 20X30 boyutunda) karışımın 2/3’ünü yayın. Üzerine kestane püresini ve en üste de kalan yulaf karışımı yayın. 180 derece önceden ısıtılmış fırında üzeri kızarana kadar 30 – 35 dakika pişirin. Fırından çıkartıp soğumasını bekleyin ve kolay dilimlemek için üzerini strech film ile kapatıp buzdolabında 1 saat kadar bekletin. Yanında dondurma ile servis yapabilirsiniz. Buzdolabında muhafaza ettiğiniz taktirde 1 hafta kadar dayanan bir tatlı…

Tatlının tamamında 15 gr kadar lif bulunuyor. Yani tatlıyı 8 parçaya böldüğünüzü düşünürseniz 2gr’lık lif ihtiyacını karşıladınız bile. Gerisini de daha az kalorili olarak meyvelerden tamamlarsınız artık. Yoksa bu kilolar başa bela…
Afiyet olsun.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

CANIMSIIINNN!! Minik kusum diyecek bir sey bulamiyorum, nasıl hosuma gitti anlatamam coooook tesekkur ediyorum. Her zaman oldugu gibi gene yuzumde guller actirmayi basardin, kocaman bir gulucuk yerlesti yuzume artik bu boyle uzun sure devam eder:)) Uzaklarda da olsam beni unutmayanim, o kocaman sevgi dolu kalbi ve enerjiyi icine nasil sıgdırdıgını cozemedigim sari civcivim :Seni Coook Seviyorum!!
ps: Tarif harika gozukuyor. Eve giderken malzemeler alinacak ve hemen bu aksam yapilacak sonra da berabermisiz gibi dusunulerek istahla yenilecek:))

Adsız dedi ki...

Merhaba Selenciğim...

Gökçeee iyi ki doğmuş.. Dostluğunuz daim olsun.

Sımmsıcak sevgiler